Kimsede doğru düzgün yoktu bu işler o zamanlar. Biz de nerden gördüysek görmüştük, gaza gelip açmıştık bu blog mevzusunu iki sene evvel. Yazmayı seven biri olarak, yazarım dedim herhalde ki başlamış bulunduk, blogun bir iki yazısı da anı gibi başladı ondan sonra ne olduysa bir anda şiir blogu haline getirmiş oldum. Fena da olmadı hani, öyle ya da böyle bir şeyler yazıyorum ve burada paylaşasım geliyor; okuyanlar, yorum atanlar oluyor. İyi kötü bir yorumu oluyor insanların. Ancak sırf şiir yazmak istemiyorum artık buralara. Her mevzu hakkında yazabildiğim kadar görüş belirtesim geldi. Ha bu heves geçer mi? Elbet geçecek ama bir durun kardeşim hevesimizi kırmayalım lak diye.
Sonra durup dururken, yani bugün dedim ki buna bir isim bulmam lazım. Arka planda çalan Ahmet Kaya imdadıma yetişti, "Arka Mahle" olsun dedi bana. Ben de eyvallah dedim ne diyeyim.. Artık buradan yazıyoruz, diğer blog tarih oldu olacak. Ola ki bir yerlere kaydettiyseniz beni, bir yerlerden link filan verdiyseniz düzeltiverin.
Kime ne senin yazdıklarından kardeşim mi diyorsun? O zaman bana yine Ahmet Kaya'dan "Koçero" parçasını yolluyorsun, oradaki bir kıtayı armağan ediyorsun. Anlayan anladı.. Aslında sadece bir kişi anladı ama neyse, belki bir manyak daha çıkar anlayan.
Sözün özü, sıfırdan başlamıyoruz blog işine. Belki farkına varmadınız ama inceden inceden "siz yokken ben vardım lan, şimdi hepiniz artiz artiz bloglarınızda coşuyorsunuz, biz kaldık 40 tane yazıda 2 senede, şimdi görürsünüz" mesajı verdim bu yazıda.
Biliyoruz da konuşuyoruz, bakmayın bir önceki yazının başlığına, valla biliyorum bir şeyler...
This entry was posted
on Cumartesi, Temmuz 12, 2008
at 16:11
and is filed under
kahvesi
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.
2 yorum
Yazdıklarım blog sahibinin onayından sonra gösterilecekmiş.
Hadi ordan.
Sokayım blog sahibine.
12 Temmuz 2008 18:27
Yorum Gönder
Blog Arşivi
Contributors
- Genç
- Biraz sevdaya, biraz da alkole meyilli. Arada bir aşık, yer yer arızalı, ha bir de turuncudan iz taşıyan tok bir sarıyla vişneye çalan koyu kırmızıya sevdalı...