Fikstür çekildiğinden beri gitmek ,tek yarenimizi görebilmek için yanıp tutuştuğumuz bir deplasmandı Ankara. Kolay mı , bir sene ayrı kalmışım aşkımdan , dünyanın öbür ucunda olsa giderdim bu maça. Neyse tüm hazırlıkları tamamladık ve 6 arkadaş yola koyulduk. Gidiş trenle dönüşümüz allah kerim. Cuma sabahı saat 10:10 da Bostancı'dan bindik Başkent Ekspresi'ne çıktık yola. Trende tezahuratlarla Ankara topraklarına bastık. Eskilerin 2 puan için geldiği şu anadolu'nun kalbine , biz de 3 puan için gelmiştik. Stadın çevresinde havamızı bulduk. 1,5 liraya maç köftelerini mideye koyduktan sonra stad kapısına doğru akmaya başladık. Stadın çoğu her zaman ve her yerde olduğu gibi Galatasaray Taraftarı'nındı. Maçı anlatmayayım zaten herkes biliyor ne olduğunu , sinir kriziyle çıktık kapılardan. 23:30 trenine yetişmek için bastık deparı. Zamanında oradaydık ama bilet kalmamıştı. Otogara döndük. 2:15 de kalkan bir otobüs bulduk ve koyduk kafayı yattık. Otogardaki perişan hallerimiz görülmeye değerdi.
Uzun lafın kısası gittik sinirlendik geldik. Ancak her şeye rağmen güzel bir maceraydı. Ankaragücü ve Gençlerbirliği maçlarına da gideceğiz kararlıyız.
This entry was posted
on Pazar, Ağustos 06, 2006
at 02:51
and is filed under
takımı
. You can follow any responses to this entry through the
comments feed
.
Blog Arşivi
Contributors
- Genç
- Biraz sevdaya, biraz da alkole meyilli. Arada bir aşık, yer yer arızalı, ha bir de turuncudan iz taşıyan tok bir sarıyla vişneye çalan koyu kırmızıya sevdalı...